4 Temmuz 2005
Başbakan Erdoğan, ABD’deki Sun Valley toplantılarına tek yabancı siyaset adamı olarak davet edildi. Ancak Erdoğan, diğer konukların tersine, Sun Valley’de 48 saatten daha kısa bir süre kalacak.
Bu gece Sun Valley kasabasına ulaşacak olan Erdoğan, Çarsamba gününü tamamen Sun Valley toplantılarına ayıracak, Türkiye’de siyaset, demokrasi, İslam, yatırım olanakları konularında bir konuşma yapacak, bir çoğuyla daha önceden şahsen tanışmadığı ABD’li patronlardan bazılarıyla görüşecek. Erdoğan, ertesi gün de, özel ağırlıklı programı için San Francisco’ya geçecek.Devlet adamları ve önemli yabancı şahsiyetlerle ilişki kurmada eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ekolünden geldiği söylenen Erdoğan’ın, Türkiye’nin Başbakanı olarak, ABD’nin en etkili bazı şahsiyetleriyle bir araya gelmesinin ve kişisel düzeyde bağlantı kurmasının, çeşitli bakımlardan yarar sağlayacağı ifade ediliyor.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu hafta katılacağı enteresan bir toplantıyla Türkiye’de de ilgi toplayacak olan Sun Valley kasabası, ABD’nin kuzeybatısında dağlar arasına sıkışmış, ücra eyalet Idaho’da yer alıyor.En fazla patatesiyle tanınan Idaho, geçen yıllarda, beyaz ırkın üstünlüğüne inanan neo-nazi eğilimli milislerin varlığından dolayı biraz dalga geçilerek de hatırlanan bir yerdi. Ancak olağanüstü doğal güzelliği ve serin yazlarıyla bilinen Idaho, ABD’de son zamanlarda giderek ilgi gören tatil beldeleri arasında yer alıyor. Bu tatil beldelerinin başında da Sun Valley kasabası geliyor.Erdoğan’ın katılacağı ünlü yıllık Sun Valley toplantılarına, ABD’nin önemli yatırım bankerlerinden Herbert Allen çiftliğinde evsahipliği yapıyor. 1970’lerden beri her yıl Temmuz ayında yaklaşık bir haftayı kapsayacak şekilde düzenlenen bu etkinlikler, önceleri başta Hollywood olmak üzere Amerikan eğlence dünyasının en önemli isimlerinin katıldığı bir faaliyetti.DÜNYA DEVLERİ BULUŞUYORAncak “gizli içeriğiyle” ilgi toplayan bu toplantıların katılımcıları, son yıllarda eğlence sektörünün yanısıra medya dünyasının ve yüksek teknoloji endüstrisinin patronlarını kapsayacak şekilde genişletildi. 2003 yılı toplantılarının katılımcıları arasında, medya sektörünün devlerinden Viacom, AOL/Time Warner, Comcast, Vivendi, The New York Times, eğlence dünyasından Walt Disney, yüksek teknoloji sanayinden Sony’nin başkan veya sahipleri bulunuyordu. Microsoft’tan dünyanın en zengin adamı Bill Gates, medya dünyasının devi Rupert Murdoch ve super yatırımcı Warren Buffett da, Allen’in düzenlediği yıllık toplantıların müdavimleri arasında yer alıyor.ABD’nin, hatta dünyanın gündemini etkileyebilecek bu güçteki insanların bir araya geldiği bu rahat ortamda yine de iş, öncelik taşıyor. Örneğin Disney şirketinin 19 milyar dolar karşılığında ABC televizyonunu satın alması yönündeki girişimin, Herbert Allen’in düzenlediği Sun Valley etkinlikleri sırasında geliştirildiği söyleniyor.Sun Valley etkinlikleri, formal bir konferans niteliğini taşımıyor. ABD’nin en zenginleri, çok rahat ve sakin geçen toplantılara, konuşmalara katılıyor, aralarında iş bağlantıları yapıyor. Katılımcılar, beş gün boyunca, Forbes dergisinin her yıl dünyanın en zenginleri listesinde gösterdiği Allen’in dillere destan olduğu rivayet edilen çiftliğinde nehirde balık tutuyor ve rafting yapıyor, golf oynuyor, mangal partileri düzenliyor. Sun Valley, ABD’nin en zenginleri için iş ve tatilin bir arada gerçekleştiği bir cennet niteliğini taşıyor.BASINA TAMAMEN KAPALIToplantılarda olağanüstü güvenlik önlemleri alınıyor. ABD’nin en büyük medya patronlarının konuk edildiği bu faaliyetler, basına ise tamamen kapalı tutuluyor. Ancak bazen istenmeyen olaylar da meydana gelebiliyor. Örneğin 2001 yılında düzenlenen Sun Valley etkinlikleri sırasında The Washington Post gazetesinin efsanevi yayımcısı 84 yaşındaki Katharine Graham, kaldığı misafir malikanesinin önünde düşüp kısa süre sonra da hastanede ölünce, ilgi hiç de hesaplanmadığı halde Herbert Allen’in toplantıları üzerinde yoğunlaşmıştı.Sun Valley etkinliklerinin özelliğine, Amerika kıtasından gelen eleştiriler de yok değil. Bu toplantılara geçen yıl da Kanada Başbakanı Paul Martin davet edilmiş ve bir konuşma yapmıştı. Ancak Martin’in bu ziyareti, Kanada’da liberal çevreler ve basının bir bölümü tarafindan “hiç de şeffaf olmayan koşullarda gerçekleşen bu toplantılarda ne işimiz vardı” şeklinde eleştirilere yol açmıştı.